Son moda mide küçültme ameliyatları! Abartılı sonuçlar alınması sebebiyle bu yöntem harika bir reklam objesi haline geldi. İnsanlar özendirildi, mucizevi olarak ilan edildi. Ortalık “obezite cerrahı” veya “metabolik cerrahi merkezi” doldu. Yatırımlar yapıldı, kampanyalar düzenlendi hatta haberlere çıkıldı.

Ama her popüler şey gibi mide küçültme ameliyatlarının da arkasında karanlık sonuçlar mevcut. Ama nedense bu riskler sadece çoğu zaman ölümlerin ortaya çıktığı haberlerde veya hastalara imzalatılan “onam formlarında” su yüzüne çıkıyor.

Peki tek çare mide küçültme ameliyatları mı? Bu şekilde bedeninize geri dönülmez zararlar vermeniz her zaman en doğru seçim mi?

Benim açımdan cevap hayır, çünkü sadece çok sınırlı hasta için uygun olan mide küçültme ameliyatları karlı ve kolay olması sebebiyle isteyen herkese yapılmaya başlandı. Hatta hasta istemese bile o kadar iyi ikna mekanizmaları var ki tek çözüm mide küçültme operasyonuymuş gibi bireyler çıkmaz sokağa yönlendiriliyor.

İşte bu sebeple sizinle gerçekleri paylaşma isteği duyuyorum.

Hadi gerçekler ve benim açımdan mide küçültme operasyonlarını bir de benim gözümden görün!

Yazı İçeriği

Mide küçültme operasyonları hakkında

Şu anda aktif olarak sık kullanılan birkaç farklı mide küçültme operasyonu tipi var. Hepsinin avantaj ve dezavantajlarına göre kullanılma endikasyonu (durumu) farklı.

Önce yan etki, avantaj ve dezavantajlarına göre mide küçültme operasyonlarını inceleyelim. Ancak bu şekilde konuyu daha iyi anlayabilirsiniz.

Burada iki önemli operasyon tipimiz var. Gastrik by-pass yani “roux-en-Y” ve sleeve gastrektomi yani “tüp mide”.

Gastrik by-pass: Bu operasyonda hem mide boyutu küçültülür hem de bağırsağın emilimden sorumlu bölümünün bir kısmı devre dışı bırakılır. Böylece hasta hem az yer hem de yediklerini daha az emer.

Gastrik by-pass ile kilo vermek neredeyse garanti olsa da arkasında birkaç muhtemel sorun bırakır. Bunlardan en önemlisi dumping sendromu denilen ani bağırsak boşalması ve emilimin bozulmasına bağlı olarak yaşanan kronik besin eksiklikleridir.

Gastrik by-pass ameliyatı geçiren kişilerin neredeyse tamamı hızla kilo vermesine rağmen ömür boyu kas içine veya damar yolu ile vitamin takviyesi almak zorunda kalırlar.

Sleeve gastrektomi: Nam-ı diğer “tüp mide” operasyonunda midenin büyük kısmı alınır. Ama bağırsak düzenine müdahale edilmez. Daha hızlı iyileşilen bu yöntemde sadece mide küçültüldüğü için kalıcı başarı şansı daha azdır. Yani hasta kilo verse bile midenin genişleyebilen mekanizması sebebiyle alışkanlıkları değişmeyen hastalar hızla geri kilo alabilir ve tekrar operasyona ihtiyaç duyabilirler.

Tüp mide operasyonundan sonra ayrıca reflü şikayeti başlar -veya varsa kötüleşir-. Dolayısıyla reflüsü olan, sigara ve alkol alımına bağlı yemek borusu kanseri riski artmış bireylerde kişisel görüşüm operasyonun uygulanmaması yönünde.

Tüp mide bozgunu

Birçok hastam tüp mide operasyonu sonrası hızla kilo vermiş ama devam eden birkaç yıllık süreçte verdikleri kiloyu gerisin geri almışlardı.

Bana geldiklerinde oldukça üzgün, şaşkın ve tıbba güvensiz bakar haldeydiler. Onları çok iyi anlıyorum. Çünkü riskler, kilonun geri alınabileceği ve diğer durumlar ile ilgili kimse onlara bilgi vermemişti.

Sonuç olarak zor ve etkili olan yaşam tarzı değişikliği yerine birileri onlara sadece basit bir operasyon yapmış sonrasında da evlerine göndermişti.

İşte sorun da bu. Çünkü yaşam tarzı değişikliğinin tedavide esas olduğu bir hastalıkta sadece bistürinin (neşter) keskin yüzüne güvenirseniz bozguna uğramanız kaçınılmazdır.

İşte gastrik by-pass ile tüp mide operasyonunun farkı. Gastrik by-pass hem emilimi hem de besin tüketimini azaltır. Tüp mide ise sadece besin tüketimini.

Tamam, eğer 3 farklı yöntem veya uzman ile kilo veremediyseniz ve aşağıdaki durumlardan herhangi biri sizi ifade ediyorsa,

  • Vücut kitle indeksi 40’dan fazla ve sağlıklı,
  • Vücut kitle indeksi 35’den fazla ve ek hastalığı olan (hipertansiyon, tip 2 diyabet, uyku apne sendromu ve benzeri)
  • Obezite için ilaç tedavisi uygun değilse ve kilo verme gerekliliği tıbbi olarak kanıtlanmış ise,

obezite cerrahisine adaysınız demektir. Ama durun, burada işimiz bitmedi. Çünkü hastayı apar topar operasyona almak yerine önce psikiyatrik değerlendirme yapmak gerek.

Bu son ve gerekli adım çoğu zaman atlanıyor ve “parası veya sağlık güvencesi varsa” hasta kendini ameliyathanede buluyor. Ama bu hastaların birçoğu kiloyu takıntı haline getirmiş ve duygusal olarak unstabil (dengesiz) hastalar. Yani ameliyat kararını yeterince iyi veremeyebilir ve sonradan pişman olabilir.

Pişman olmasa bile, duygusal olarak dengesiz bu hastaların üzerine bir de ameliyat stresini yüklediğinizde operasyon sonrası kişi çok daha kötü hissedebilir.

Bunu sadece ben değil, araştırmalar söylüyor (2). Yani kimse “ne güzel zayıfladım işte” demiyor. Aksine mide küçültme ameliyatı sonrası oldukça büyük travma yaşıyor.

Sonuç olarak iyi değerlendirme yapılmamış ve duygusal olarak yeterince dayanıklı olmayan bireylerin operasyona girmesi ile sonuç koca bir yıkım oluyor!

Mide küçültme yerine aralıklı oruç (intermittent fasting) yapılır mı?

Geldik asıl önemli noktaya. Cerrah arkadaşlarım bana çok kızabilir ama inandığım şeyleri ihtiyacı olan insanlar ile paylaşmam gerek ve konu şu:

Aralıklı oruç birçok durumda, mide küçültme ameliyatı kadar etkilidir.

Evet, inanılmaz geldiğini biliyorum, peki nasıl?

Vücudu açlığa sokmak esastır. Mide küçültme operasyonlarının diğer diyetlerden daha etkili görünmesinin en önemli nedeni vücudu zorla açlık moduna sokmasıdır. Çünkü mide hacmi küçültülür veya emilim kısıtlanır. Sonuç olarak beden alması gerekenden daha az besin alır.

Bunu sağlayan bir diğer şeyi söyler misiniz?

Doğal açlık yani oruç.

Daha önce söylediğim gibi, mide genişleyebilen bir organ ve değiştirmediğiniz yaşam tarzı uzun vadede midenizi küçültseniz bile başınıza bela olur.

Yapılan araştırmalar beş yıl içinde mide operasyonu ile verilen kiloların %50’sinin geri alındığını söylüyor (3).

Ama aralıklı oruç böyle değil, çünkü bu bir yaşam tarzı ve doğru yaşadığınız müddetçe kiloyu geri almanız imkansız!

Olumlu metabolik değişim tedaviyi sağlar. Az beslenmek insülin, ghrelin, leptin, CRP gibi önemli hormon ve değerleri olumlu yönde değiştirir. Bu aslında obeziteye sebep olur ve aynı zamanda obezitenin sonucudur.

Durum böyle olunca doğru metabolik değişimi sağlamak tedaviyi sağlar. Yani konu sadece yağ miktarını azaltmak değil. Bunun için her diyet metabolik değişimi sağlamaz, diyabeti tedavi etmez. Şimdi neden altı öğün içeren, ekmek tüketilen diyetleri önermediğimi anlıyorsunuz değil mi?

Bunu doğrulayan harika bir araştırma var. Kendisi oldukça çarpıcı.

Yapılan liposuction (yağ aldırma operasyonu) bedenin yağ kütlesini azaltmasına rağmen metabolik olarak olumlu etki oluşturmaz.

İnsülin direncini azaltmaz, kalp damar hastalığı riskini değiştirmez. Yani durum şu, yağ miktarını azaltmanın fayda sağlaması için doğru beslenmeniz hatta beslenmemeniz yani aç kalmanız lazım (4).

Hatta yapılan birkaç diğer araştırma gösteriyor ki uygulanan aralıklı açlık sistemi mide küçültme operasyonunu taklit eder ve benzer şekilde olumlu değişim sağlar (5, 6). Çünkü istenilen o metabolik değişim ancak aç kalma ile sağlanır ve midenin küçültülmesi ile beden zorla aç bırakılır.

E bunun için ameliyat olmanıza gerek yok, çünkü aralıklı oruç var!

Bıçak altına yatmadan önce aralıklı oruç uygulamasını deneyin

Yaşam tarzı değişikliği oluşturmadığı, oldukça büyük hasar oluşturduğu ve herkese uygun olmadığı için mide küçültme ameliyatları hiçbir zaman ilk tercih değil. Bunu bilmeli ve kolaya kaçmamalısınız.

Ne kadar para verirseniz verin, obezitenin tedavisi kolay değil!

Yapılan araştırmalar da beni doğruluyor ve obeziteyi tedavi etmek için aralıklı açlıkların aynı mide küçültme operasyonu gibi tedavi sağladığını gösteriyor.

Konuyla ilgili çalışan ve deneyimli bir hekim sizi bu konudan kurtarabilir. Unutmayın, daha önce diyet deneyiminizin kötü geçmiş olması diyetin işe yaramadığını göstermez. Sadece uygun diyeti bulamamışsınızdır.

Eğer aralıklı oruç hakkında ayrıntılı bilgi almak isterseniz şu yazılarıma

bakabilirsiniz.

Sonuç olarak, geçici çözüm için bıçak altına yatmayı düşünüyorsanız bir kez daha düşünün.