Yaklaşık 5000 yıllık tarihi olan bir bitkiden bahsediyoruz. Geçmiş zamanlarda ticaret ve takas öğesi olarak kullanılmış, geleneksel tıbbın birçok alanında değerlendirilmiş ve şuan onun hakkında daha fazla şey biliyoruz.

Kendisi bu yazımın kahramanı: Zencefil!

Birçok farklı özelliği ile yazılmaya değer ve son zamanlarda ülkemizde sık kullanılan zencefil ile ilgili bilmeniz gerekenleri sıralamak istiyorum.

Bu yazıda zencefilin faydalarından, kullanım yollarına ve doz bilgisine kadar birçok hususa değinecek, soruları cevaplayacağım.

Hazırsanız başlıyoruz!

Zencefil: Lezzetli ve sağlıklı

Önce tanım ile başlamak istiyorum. Zencefil kökeni oldukça eski zamanlara dayanan, zerdeçal ve kakule ile beraber köken olarak zencefilgiller ailesine dahil bir bitki.

Kendisi toprağın altında kökler halinde bulunuyor. Genel görevi baharat olarak yemeklere tat katmak olsa da geleneksel Çin tıbbında yıllardır kullanılıyor. Ayrıca yapılan araştırmalar sonucu zencefil FDA (Amerika Ulusal Gıda ve İlaç Dairesi) tarafından güvenli besinler arasında gösterilmiştir.

Zencefili birçok farklı türde (toz, yağ, kurutulmuş) bulabileceğiniz gibi taze olarak da alabilirsiniz. En çok zencefil üretim yapan ülkeler Jamaika, Hindistan ve Endonezyadır.

Bulantı ve ishal ataklarını geçirmek için sık kullanılan zencefilin tek özelliği bu değil. Hadi devam edelim ve zencefilin diğer özelliklerini beraber inceleyelim.

Zencefilin faydaları

Zencefili birçok farklı alanda tedavi edici özelliklerini kullanabilirsiniz. Bu başlık altında sadece kullanım alanlarından bahsedeceğim.

Yazının ilerleyen kısımlarında ise zencefili nasıl tüketmeniz gerektiğine dair gereken önerilerimi de bulacaksınız.

İnflamasyonu azaltır

İnflamasyon ile ilgili neredeyse her yazımda bir şeyler anlatmaya çalışıyorum. Genel olarak inflamasyon vücudun hasarlı dokuları ve yapıları iyileştirmek için oluşturduğu bir tepki.

Bu tepki mevcut hücrelere zarar vermekle beraber doğru süreyle devam ederse vücudun hasarı onarmasına yardım eder. Eğer uzun süren ve kronik hale gelen bir inflamasyon varsa durum tam tersi haline gelir ve o bölgedeki hücreler zarar görmeye başlar.

Bu konuda yapısal sorun oluşturan en önemli nokta eklemler. Yaşlı ve kötü beslenme/yaşam düzenine sahip bireylerde ortaya çıkan eklem sorunlarının çoğu bölgesel inflamasyona bağlıdır.

Ayrıca kalp damar problemleri gibi birçok “21.yüzyıl” hastalığı sistemik-kronik inflamasyona bağlıdır. Dolayısıyla kronik inflamasyonu engellemek sağlıklı yaşam sürecinde önemli bir adım demektir.

Zencefil ise ihtiva ettiği gingeroller ile kronik inflamasyonu gidermek için oldukça önemli bir destektir. Özellikle osteoartirit problemi yaşayan kişiler için genel olarak güvenli ve etkili bulunmuştur (1, 2).

Hatta osteoartirit hususunda zencefil o kadar etkilidir ki ağızdan tüketim haricinde birkaç farklı bileşen ile oluşturulan merhemler bile diz ağrısını rahatlatmaya yardım eder (3).

Bulantı, kusma ve ishal için doğal bir ilaçtır

Bulantı, kusma ve ishal birçok insanın canını sıkan bir durum. Bu durum eski zamanlarda daha sık yaşanıyordu ve -Çin tıbbı sağ olsun- zencefil bu konuda harika bir ilaç olarak uzun zamandır kullanılıyor.

Zencefilin bulantı, kusma ve ishal üzerine etkisi yakın zamanda daha fazla incelendiğinde neredeyse reçeteli ilaçlar kadar etkili olabileceği fark edildi.

Yapılan araştırmalar cerrahi hastalarında operasyon sonrası dönemde, kanser hastalarında kemoterapi sırasında ve yolculukta sık yaşanan (araba/deniz tutmalarında) bulantılarda zencefil kullanımının çok etkili olduğunu gösteriyor (4, 5).

Buraya kocaman bir “AMA” yazmak istiyorum. Çünkü birçok gebe zencefil tüketimini bulantı ve kusmaları rahatlatmak için kullanıyor. Evet, çok etkili ama zencefilin içerisindeki aktif maddeler aynı zamanda rahmin kasılmasını da aktive edebilir.

Kasılan rahim ise erken doğum veya düşük tehdidi oluşturur. Dolayısıyla gebelerde bulantı ve kusma tedavisinde kesinlikle zencefili tercih etmemelisiniz.

Bazı araştırmalar zencefil kullanımını gebelik sürecinde güvenli buluyor. Ama en ufak şüphe ve risk beni alarma geçirmek için yeterli.

Dolayısıyla ben araştırmalara karşı çıkarak -ki bunu çok yapmam- gebelik sürecinde zencefili sadece hekim kontrolünde almanız gerektiğini tekrarlıyorum.

Kan şekerini düşürür

Toplumun kilo ortalaması arttı. Artık çevrenizde gördüğünüz bireylerin büyük bir kısmı diyabet riski taşıyor.

Burada en önemli faktör ise ortalama kan şekeri. Dolayısıyla doğru beslenme ile beraber ortalama kan şekerini düşürmek yapılacak listesinde en üstlerde.

Zencefil ise bu konuda oldukça etkili bir ajan. Çünkü yapılan araştırmalar zencefilin ortalama kan şekerini düşürdüğünü, insülin direncini azalttığını gösteriyor.

Hatta bir araştırma küçük bir miktar zencefilin (2 gram ekstrakt) tip 2 diyabetik bireylerde ortalama kan şekerini %12 azalttığını ve buna bağlı HbA1c düzeyini üç aylık periyotta %10 düşürdüğünü gösteriyor (6).

Kanser önleyicidir

Zencefil içerisinde bulunan gingerol etken maddeleri ile anti-inflamatuar etki sağlar. Bu konuyla ilgili daha önce birkaç şey söylemiştim.

Burada ekleyeceğim şey ise anti inflamatuar etki ile beraber zencefilin hücre ölüm mekanizmalarına etkisi. Biliyorsunuz ki hücre ölüm süreçlerinde yaşanan problem “ölümsüz hücre” yani kanserleşmeye sebep oluyor.

Zencefil ise ölüm sinyallerini ve pro inflamatuar süreçleri dengeleyerek birkaç kanser tipinin önlenmesinde görev alabilir (7).

Zencefilin etkili olabileceği, üzerinde çalışma yapılan kanser tipleri ise pankreas, kolon, yumurtalık ve meme kanseri olarak sıralanıyor.

Burada bilmenizi istediğim şey kesin bir vaat olmadığını anlamanız. Zencefil kanser riskini azaltabilir ama bu sizi kesin olarak kanserden korur demek değil.

Dolayısıyla hayatınızın her noktasına dikkat etmeli ve kanser sebeplerini birer birer elemelisiniz.

Ayrıca birer cümle de olsa bahsetmek istediğim zencefilin faydaları ile ilgili birkaç şey daha var. Onlar ise şöyle:

  • Kolesterol düzenleyici etki: Kolesterol düzeyleri kalp damar sağlığı için önemli bir risk faktörü. Dolayısıyla doğru şekilde düzenlenmeli. Yapılan araştırmalar zencefilin metabolik bozukluğu olan bireylerde bile kolesterol ilaçları kadar (statin grubu) etkili olabileceğini gösteriyor (8). Klinikte özellikle LDL yüksekliği olan hastalarıma mutlaka zencefil önerisinde bulunuyorum.
  • Ağrı rahatlatıcı: Zencefil içerisinde bulunan etken maddeler sinir sonlanmalarındaki reseptörlere bağlanma yeteneğine sahiptir. Bu özellik birçok ağrı kesici doğal bileşen gibi zencefili de ağrı konusunda oldukça iyi bir seçenek haline getiriyor. Kas ve vücut ağrıları bir yana kadınların yaşadığı regl dönemi ağrısında da ekili olan zencefil özellikle magnezyum ile beraber kombine edilirse harika regl dönemi ağrı kesicisi haline gelebilir (9).
  • Solunum yolu enfeksiyonları için ilaç: Özellikle kış aylarında solunum yolu enfeksiyonları sık görülüyor. Zencefil virus ve bakteriler için önemli bir koruyucu etken ve bağışıklık sistemi güçlendirici olarak görev alabilir. Özellikle klinikte takip ettiğim yaşlı ve bağışıklığı zayıflamış bireyler için kış aylarında ilk tavsiyem zencefil oluyor.
  • Sindirim sorunları ve reflü tedavisi: Sindirim sorunlarının en önemli sebebi mide asit azlığıdır. Ayrıca reflü de bilinenin aksine mide asit azlığına bağlı ortaya çıkar. Yapılan araştırmalar zencefilin sindirim sürecini hızlandırarak ve reflü semptomlarını azaltarak bize yardımcı olabileceğini gösteriyor (10).

Buraya kadar zencefilin birçok faydasını anlatmaya çalıştım. Artık zencefili günlük hayatınıza nasıl sokabileceğinizi izah etmek istiyorum.

Çünkü doğru kullanmazsanız bahsettiğim etkilerin hiçbirini alamayabilirsiniz.

Zencefil nasıl kullanılır?

Zencefilin piyasada bulabileceğiniz birkaç farklı tipi var. Bunlar taze, kristalize zencefil, zencefil yağı ve zencefil ekstraktı olarak sıralanabilir.

Örnekleri ve kullanım seçeneklerini bu tipler üzerinden vereceğim. Ama önce hangi problemler için ne kadar kullanılması gerektiğini belirtmek istiyorum (11).

Bulantı ve kusma için genel kullanım düzeyi 1-2 gram zencefil ekstraktı olmalı.

Bu tüketimi bulantı ve kusma durumu gerçekleşmeden önce yapmanız çok daha iyi bir etki sağlayacaktır. Yani kemoterapi öncesi veya taşıta binmeden önce kullanmak en mantıklı seçenek.

Şişkinlik ve kabızlık için zencefil ekstraktını günde 1 gram sabah saatlerinde tüketmek en mantıklı seçim olacaktır.

Metabolik düzelme ve inflamasyon için günlük kullanım 3 gram zencefil ekstraktı olmalı. İstenilen etki görülemiyorsa hekim kontrolünde miktarlar arttırılabilir.

Burada “zencefil ekstraktı bulamıyorum, o zaman ne yapacağım?” sorusu aklınızı kurcalıyor olabilir. Hemen etken madde bakımından doğru düzeye ulaşmanız için en sık kullanılan zencefil tiplerini ve miktarlarını sıralamak istiyorum.

Taze zencefil: İçerisindeki gingerol aktif halde olduğu için metabolik etkileri almak için en iyi tüketim şeklidir. Soyulduktan sonra dövülerek veya çiğ olarak soğuk içeceklere eklenerek tüketilebilir.

Taze zencefilden yeterli etkiyi alabilmek için pişirmemenizi tavsiye ediyorum.

Doz: Bir çay kaşığı taze zencefil (dört gram) yaklaşık 1 gram zencefil ekstraktına denktir.

Kristalize zencefil: Kristal zencefil onun ile şeker bileşiminden kaynaklanıyor. Bir standardizasyon olmadığı için ısı, saklama koşulları ve yoğun şeker içeriği kristalize zencefili tercih edilmemesi gereken bir seçenek haline getiriyor.

Ayrıca metabolik etkileri görmek çok zor. Dolayısıyla kristalize zencefil sadece bulantı kesme amacıyla nadiren kullanılmalı.

Doz: 6-8 gramlık standart şeker boyutlarındaki kristalize zencefil 1 gram zencefil ekstraktına denktir.

Zencefil yağı: Ağızdan tüketim için özel olarak üretilmiş zencefil yağlarını kaliteli markalardan bulabilirseniz gayet iyi bir seçenek olarak kullanılabilir.

Özellikle uzun süreli ve yüksek dozlarda tüketim için taşınma, hazırlanma gibi süreçlerden kurtaran zencefil yağı tercih edilebilir.

Doz: 2 ml zencefil yağı, bir gram zencefil ekstraktına denktir.

Eğer bunlar haricinde zencefil çayı tüketmek isterseniz miktarı %125 arttırmanız yeterli. Yani hedef olarak 1 gram zencefil ekstraktı tüketmek istiyorsanız

5 gram taze zencefil ile çay demleyebilirsiniz.

Artık zencefilin faydaları ve kullanımı ile ilgili birçok şeye hakimsiniz. Peki siz ne düşünüyorsunuz? Benimle paylaşmayı unutmayın!