Ashwagandha, hint ginsengi, kış kirazı veya morsalkım. Hepsi aynı süper bitkiye işaret ediyor. Yüz yıllardır bilinen ve kullanılan ama son zamanlarda değerini daha iyi anladığımız bir bitki.

Ayrıca stres üzerine etkileri Ashwagandha’yı çok değerli bir hale getiriyor. Çünkü artık herkes bir şekilde yoğun stres yaşıyor ve bu stresin etkilerinden kurtulmak sağlıklı yaşam için çok önemli.

Bu yazıda Ashwagandha nedir? sorusundan, Ashwagandha’nın faydalarına, Ashwagandha nasıl kullanılır? sorusundan, Ashwagandha zararlı mı? sorusuna kadar birçok konuya değinecek, soruları cevaplayacağım.

Hazırsanız başlıyoruz!

Ashwagandha nedir?

Ashwagandha 3000 yıl öncesinde bile kullanılan ve Hint kökenli bir dil olan Sanskritçe’de “at kokusu” olarak nitlenedirilen bir bitkisel destek.

Etkisi uzun süredir birçok alanda araştırılıyor. Yazının devamında araştırılan ve kanıtlanan etkilerini sizlerle paylaşacağım. Ama şimdiden Ashwagandha ile ilgili çok şaşırtıcı etkilerin olduğunu söyleyebilirim.

Sizi daha fazla meraklandırmak istemiyorum. Gelin Ashwagandha’nın faydalarını inceleyelim.

Kan şekerini düşürür

Ashwagandha yüksek kan şekerini düşürmek için etkili bir yol. Özellikle insülin direnci olan, tip-2 diyabete sahip, aşırı kilolu ve metabolik sendromlu bireylerde oldukça etkili olduğu görülüyor.

Yapılan araştırmalarda Ashwagandha’nın insülin direncini kırdığını biliyoruz (1). Ayrıca Ashwagandha sağlıklı ve diyabetik bireylerde ortalama kan şekerini düşürme konusunda da oldukça etkili (2).

Hatta Ashwagandha kullanımı, tip-2 diyabet hastalarının kullandığı sülfonüre grubundaki “Glibenklamid” etken maddeli ilaçlar kadar etkili olduğunu gösteren bazı araştırmalar var (3). Bu da aslında Ashwagandha’nın kan şekeri üzerinde ne kadar etkili bir etken olduğunu gösteriyor.

Kanser tedavisine yardım edebilir

Normal hücreler hayat parçalarının bir aşaması olarak bölünme özelliklerine sahiptir. Bu özellik kontrolden çıkarsa hücre anormal bir şekilde çoğalmaya başlar ve kanserleşir.

Kanser tedavide kullanılan ana mantıklardan biri ise hücrenin kendini parçalama mekanizması olan “apoptozis-intihar” sürecini başlatmaktır.

Ashwagandha, işte bu programlı ölüm mekanizmasını tümör hücrelerinde aktive eder kanserli hücreleri azaltabilir (4). Ashwagandha en çok,

  • Göğüs,
  • Kolon,
  • Beyin,
  • Akciğer,

kanserlerinde kullanılıyor.

Burada önemli bir problem var. Yapılan araştırmalarda genel olarak hayvan denekleri kullanılıyor. Dolayısıyla kesin sonuç için hala insan araştırmalarına ihtiyacımız var.

Stres ve anksiyeteyi azaltır

Çağımızın en büyük problemi yoğun stres. Neredeyse herkes bir şekilde strese maruz kalıyor ve bunu azaltmak yaşam kalitesini çok fazla arttıracaktır.

Ashwagandha, beyin üzerindeki stres sinyallerini azaltarak bireylerin rahatlamasına yardım ediyor.

Yapılan bir araştırma kronik strese sahip kişilerden Ashwagandha kullananların (%69), kullanmayanlara (%11) göre daha fazla rahatladığı ve daha az uykusuzluk çektiğini gösteriyor (5).

Hatta bu etki o kadar fazla ki, stres sırasında salgılanan kortizol hormonu düzeylerini bile etkiliyor (6). Kortizolün azalması demek strese bağlı aşırı beslenme, kötü vücut ve kan değerlerinin giderilmesi demek. Çünkü strese bağlı yan etkilerin çoğu kortizol hormonunun yüksekliği ile bağlantılı.

Ashwagandha kullanımı stres ile beraber depresyon tedavisinde de kullanılabilir. Ashwagandha bu konuda o kadar etkili ki birçok ciddi depresyon hastasında tedaviye ek olarak kullanılabilir.

Burada bilinmesi gereken en önemli şey ise Ashwagandha’nın birçok antidepresan ile sinerjistik etkiye sahip olması.

Dolayısıyla antidepresan kullanan bireylerin Ashwagandha kullanırken mutlaka hekimine danışması gerekiyor.

İnflamasyonu azaltır

İnflamasyon birçok hastalığın riskini arttırır. Özellikle sürekli ve yoğun yaşanan inflamasyon.

İşte bu sebeple inflamasyonu azaltmak çok önemli.

Ashwagandha, özellikle ciddi inflamasyon azaltıcı özelliği ile biliniyor. Araştırmalar Ashwagandha kullanımının CRP düzeylerini azalttığını gösteriyor (6).

Ayrıca bahsetmek istediğim birkaç etki daha var.

Kolesterol ve trigliserit düzeyi düşüşü: Ashwagandha kötü kolesterol olarak bilinen LDL ve trigliserit düzeylerini kontrol amacıyla kullanılabilir (7).

Hafıza ve nöroprotektif etki: Ashwagandha beyin dokusunu koruyucu etki gösterebilir. Çünkü sertbest oksijen radikal düzeylerini ve kronik inflamasyonu azaltıyor. Ayrıca araştırmalar Ashwagandha’nın hafızayı geliştirebileceğini belirtmekte (8).

Testosteron seviyelerini arttırma: Ashwagandha aynı zamanda erkeklerde testosteron düzeylerini arttırmak için kullanılabilir. Ayrıca Ashwagandha sperm kalitesi ve sayısını arttırabilir (9, 10).

Ashwagandha kimler kullanabilir?

Ashwagandha oldukça etkili bir bitkisel destek. Bu sebeple dikkatli kullanılmalı.

Özellikle,

  • Gebeler ve emziren anneler,
  • Otoimmün hastalığı olanlar (tiroid, lupus, tip-1 diyabet),
  • Sürekli düşük kan şekerine sahip,

bireyler kullanmamalı.

Tavsiye ettiğim bireyler ise,

  • Yüksek kan şekerinden muzdarip (tip-2 diyabetik veya insülin direnci olan),
  • Kanser tedavisi gören (özellikle göğüs, akciğer, kolon),
  • Yoğun stres çeken,
  • Testosteron düzeyleri düşük,

olarak sıralanabilir. Ayrıca tüm bireylerde Ashwagandha kullanımı iyi incelenip mutlaka hekim kontrolünde yapılmalı.

Ashwagandha ne kadar ve nasıl kullanılmalı?

Ashwagandha ile ilgili birçok klinik araştırma var. Bu araştırmalar aşırı yüksek dozlar ile yapılmakla beraber ciddi bir toksik bulguya rastlanmamış durumda.

Ama araştırmalar düzenli ve sürekli kullanımdaki aşırı doz tüketim konusunda yetersiz. Bu sebeple uzun süreli (6 aydan fazla) kullanımlarda hekim kontrolü şart.

Tavsiye ettiğim doz ise günde bir kez 300-500 mg Ashwagandha ekstraktı olacak. Ama tabi ki kişiye özel doz belirlemesi çok daha önemli.

Sonuç: Ashwagandha oldukça faydalı ve doğru kullanıldığında etkili olabilecek bir bitkisel destek. Bu sebeple durumu iyi incelemeli ve fayda esasına bağlı olarak hekim kontrolünde kullanmalısınız.