Daha önce seri halinde yazı yazmama rağmen daha okunabilir ve daha anlamlı olmasını istediğim önemli konuları artık seri halinde paylaşacağım.

Bu seri ise bağırsak florası ile alakalı. Son zamanlarda sıkça duyduğunuz bağırsak florası (mikrobiyota) ve floranın sağlığa etkileri hakkında anlam karmaşası ve ciddi yanlış bilgi mevcut. Madem böyle bir eksiklik var, tamamlamak istedim.

Bu yazıda bağırsak florası nedir? sorusundan, bağırsak florasını bozan etkenlere, bağırsak florasının ne işe yaradığından, bozuk bağırsak florasının neden olduğu hastalıklara kadar birçok konuya değinecek, soruları cevaplayacağım.

Uzun bir yazı olacak, içeceğinizi hazırlayın ve gelin.

Hazırsanız başlıyoruz!

Bağırsak florası (mikrobiyota) nedir?

Modern tıbbın kurucusu Hipokrat milattan önce “ölüm bağırsaklarda oturur” ve “kötü sindirim hastalıkların anasıdır” gibi cümleler kurmuş. Sizce basit tıbbi ekipmanı bile olmayan Hipokrat’ın dikkatini çeken şey neydi?

Ben size söyleyeyim.

Hipokrat birçok hastalığın sindirim sistemli kaynaklı oluştuğunu ve bu sistemdeki bozulmanın vücutta uzun vadede başka birçok probleme neden olduğunu görmüştü. Aynen şuan bizim gördüğümüz gibi.

Peki gerçekten sindirim sistemi o kadar detaylı ve önemli bir yapı mı?

Yani sadece besinlerin girdiği ve dışkı olarak çıktığı ve arada basit bir sindirim işleminin yaşandığı bir alan değil mi?

Kesinlikle hayır.

Şimdi dokuz metrelik bir boru hayal edin. Bu boru sindirim sisteminizi ifade ediyor. Bu borunun bir kısmı olan bağırsakları düşünmenizi istiyorum.

Bu arada değişik bir anektod vermek istiyorum. Hekim arkadaşlarım yazı ile beraber birkaç kez uyarıda bulundu zira. Tıp dilinde barsak olarak adlandırdığımız ama TDK’nın bağırsak olarak onayladığı kelimeyi bende “bağırsak” olarak kullanmayı seviyorum.

Yazının ilerleyen kısmında ve blogun birçok yerinde de bağırsak olarak kullanmaya devam edeceğim.

Eğer bağırsakları gerdirme ve tüm girinti, çıkıntılarını düzleştirme imkanımız olsaydı, normal bir insanın bağırsağı ne kadarlık bir alanı kaplardı?

Tahminlerinizin çok üstünde bir rakam çıkacağına eminim. Cevabım 200 m2 yani yaklaşık bir tenis sahası kadar. Buraya kadar etkilenmediyseniz devam ediyorum.

Vücudunuz yabancı organizmalar ile kaplı. Bu organizmalar bakteri, mantar yada virüslerden oluşuyor. Çoğunluğu bakteri olan bu organizmaların sayısı ise inanılmaz.

Vücudunuzda toplamda 30 trilyon hücre varken yine toplamda vücudunuzda 40 trilyon bakteri var. Bu bakterilerin ise %70’i bağırsaklarınızda bulunuyor. Vücudunuzdaki toplam hücre sayısı kadar bakterinin sadece bağırsaklarınızda olduğunu ve bunun vücudunuzu kontrol etmediğini mi düşünüyorsunuz?

Yani sadece orada yaşamını sürdüren ve kimseye zararı olmayan varlıklar mı?

İşte bağırsak florasının tanımı tam olarak burada ortaya çıkıyor.

Bağırsak florası (mikrobiyota), bağırsakta bulunan canlı organizmaların tamamına verilen isim. Bu organizmalar faydalı, nötr ve zararlı türlere sahip olmakla beraber bir denge içerisindedir ve yukarıda bahsettiğim gibi insanların sağlık durumunu doğrudan etkiler.

Bağırsak florasını (mikrobiyota) bozan etmenler

Burada sıralayacağım etmenler bağırsak florasının bozulmasına veya baştan bozuk gelişmesine sebep olan nedenler. Bu nedenleri iyi anlamak floranın bozulması ile karşınıza çıkacak hastalıkları tahmin etmenize ve sebepleri öngörmenize yardımcı olacak.

Hatta burada gördüğünüz etmenlere sahip bireylerin bahsettiğimiz hastalıklara daha sık yakalandığını kendi çevrenizden bizzat doğrulayabileceğinizi düşünüyorum.

Sezaryen doğum

Anne karnı bebek için tamamen steril (mikroorganizmalardan arındırılmış) bir ortamdır. Bu ortamda vücudunuz diğer organizmalar ile karşılaşmadığı için bağışıklığı oluşmamıştır.

Normal doğum sırasında bebek annenin vajinal kanalından geçerken önemli bakterileri yutar. Bu bakteriler bebeğin bağırsaklarına yerleşerek ilk floranın temelini atar. Bu temel birçok bağışıklık elemanının gelişmesine neden olur.

Anne sütü alımı

Normal doğum ile beraber anne sütüde bağırsak florası oluşması için oldukça önemli bir etken. Zira anne sütü, ihtiva ettiği besin öğeleri ile ilk aylarda faydalı bakterilerin çoğalması ve yerleşmesi için önemli bir kaynak oluşturur.

Özellikle doğumu takip eden ilk bir ay anne sütü bağırsak florası oluşmu için diğer zamanlardan daha değerlidir.

Antibiyotik kullanımı

Hastalık yapan bakteriler ile mide floranızda bulunan faydalı bakteriler birbirine çok benzerler. Bu durum hastalık yapan bakteriler için kullanılan antibiyotiklerin sizin için önemli olan mide florası bakterilerinede zarar vereceğini anlamanız için yeterli.

Küçük bir örnek durumu daha net kavramanızı sağlayacaktır. Antibiyotik kullanımından sonra ishal sık görülür. Aslında bu ilacın direk etkisi değildir. Bağırsaklarınızdaki faydalı bakterileri öldüren bu antibiyotik sonuç olarak bozuk bağırsak florasına bağlı olarak ishale neden olur.

Aşırı temiz ortam

Bazı bireyler çamaşır suyu kokusu almadan evin temiz olduğuna inanmıyor, antibakteriyel sabun kullanmadan ellerinin tamamen temizlendiğini düşünmüyor. Aslında bu durum sizin daha az mikroorganizma ile karşılaşmanıza ve dolayısı ile daha kötü bir floraya sahip olmanıza neden oluyor.

Bu etmenlerin yanında diğerleri kadar etkili olmayan bazı faktörler var. Bunları,

olarak sıralayabilirim. Tüm bu faktörlerde bağırsak florasının düzenini yakından etkiler.

Bağırsak florası (mikrobiyota) ne işe yarar?

Daha önce bağırsaklarınızda bulunan bakterilerden bahsettim. Neredeyse tüm vücudunuzda bulunan hücre sayısı kadar bakteri sadece bağırsaklarınızda bulunuyor ve sizin sağlığınızı yakından etkiliyor.

Bu bakteriler toplamda yaklaşık iki kilo ağırlığında. Evet mikroskop ile gördüğünüz bir saç telinden binlerce kere daha hafif olan o bakterilerin toplamı iki kilo!

Peki bu kadar bakteri bağırsakta ne yapıyor?

  • Öncelikle bağırsaklarda bir bakteri tabakası oluşturarak zararlı maddelerin kana geçişine engel oluyor. Bu engel aynı zamanda diğer bakterilerin kana geçişinde de geçerli. Bu tip bir duvar sizin sürekli sağlıklı kalmanız için elzem.

Ağızdan beslenemeyen bazı hastalarda sürekli beslemeye zorlamamızın asıl sebebi bu esasında. Zira damar yoluyla verebilecek ve kolayca beslenme işini halledebileceğimiz o kadar fazla malzeme varken oral beslenme yapmak bu bakterilerin korunmasında ve kana zararlı organizmaların geçişinde oldukça önemli olduğunu gösteriyor.

  • İkinci önemli görev ise besinlerin işlenmesi. Tüm bakteriler yaşamını devam ettirmek için aynı bizim gibi beslenmek zorundadırlar. Bazı besin öğelerini bu faydalı bakteriler, kullanabileceğiniz yapılara ve daha küçük elemanlara bölerek sindirim ve emilim fonksiyonuna yardım eder.
  • Üçüncü ve gerçekten önemli olan son husus ise bağışıklık sistemi ile ilgili. Bağırsaklarınız bağışıklık sisteminizin en önemli parçalarından biri. Bu organda yabancı mikroorganizmaları ve kendi yapılarını ayırt etme yetisi kazanan bağışıklık elemanları ayrıca farklı patojen örneklerinide buradan alır.

Yazının devamında bağırsak florasının yukarıda açıkladığım görevler ile ilişkili etkilerini görecek ve anlamlandıracaksınız.

Bağışıklık sistemi ve bağırsak florası

Doğum ile başlayan bağışıklık sisteminin gelişme sürecinde bağırsak florası oldukça etkili olduğundan sezaryen ve anne sütü başlığında bahsettim ama sonuçları ve mekanizmaları hakkında biraz daha bilgiye ihtiyacınız olduğunu düşünüyorum.

Bağırsak florası bağışıklık hücreleri için antrenman sahası olarak değerlendirilebilir. Bu hücreler kendi hücreleriniz ve diğer mikroorganizmaları ayırt etmek için protein zarları ve diğer bazı hücre parçalarını kullanır.

Hayatın başında bu antrenmanı yapan bağışıklık hücrelerinin kendi yapılarınıza saldırması daha düşük ihtimallidir.

Bu konuda yapılan araştırmalar sezaryen ile doğan yada anne sütü almayan bebeklerde tip 1 diyabet (şeker hastalığı), crohn gibi otoimmün hastalıkların daha sık olduğunu gösteriyor.

Dikkatinizi çekiyorum. Basit gibi gelen bakteri yutma olayı çocuğun ileri dönemlerde bir ömür boyu yaşayacağı hastalıklara yakalanma riskini arttırıyor.

Obezite ve bağırsak florası

Obezite üzerine etki eden birçok mekanizma var. Bu mekanizmalar ile bağırsak florasının kesiştiği bazı noktalar var. Bu noktaların varlığını birçok araştırma ile teyit etmiş durumdayız.

Bu konuya verilebilecek en önemli örneklerden biri ise bağırsak florasının yokluğunda hayvan ve insan deneklerin kilo aldığını gösteren araştırmalar.

Daha önce antibiyotiklerin hayvanların kilo almasına neden olduğunu duyduğunuza eminim. Bunun nasıl mümkün olduğunu daha önce hiç düşündünüz mü?

Antibiyotikler bağırsak florasını neredeyse tamamen bozar! Hatta mide florası hiç oluşmamış fareler ile yapılan araştırmalarda aynı besinleri tüketmelerine ve aynı koşullarda yaşayan hayvanlara göre %42 daha fazla yağ kütlesine sahip olduklarının bulunduğunu ekleyeyim.

Peki bağırsak florası kilonuzu nasıl etkiliyor? Burada birkaç farklı mekanizma var.

Bunlardan ilki besin emilimi ile ilgili. Bağırsak florası tükettiğiniz besinlerin emiliminde ve değiştirilmesinde görev alır. Bozuk floralı bireylerde karbonhidrat ve yağ emiliminin daha fazla olduğu görülmüş.

İkinci husus ise inflamasyon (iltihap oluşması) ile ilgili. Bahsettiğim inflamasyon bölgesel iltihap gibi düşünülmemeli. Vücudunuzun genelinde oluşan bu durum daha fazla savunma hücresinin oluşmasına ve daha fazla yağ depolanmasına neden olabilir.

Üçüncü konu ise metabolik etmenler ile ilgili. Bozuk bağırsak florası insülin ve leptin salınımını bozabilir ve dirence sebep olabilir.

İnsülin direnci hakkında bilgi almak için insülin direnci rehberime, leptin için ise leptin rehberime bakabilirsiniz.

Sonuç olarak kötü floraya sahip bireylerin daha yüksek kilolu bireyler olduğunu söylemek güç değil.

Ayrıca toplumda gerçekten az beslenmelerine ve sürekli diyet yapmalarına rağmen kilo veremeyen bireylerin birçoğunda bozuk bağırsak florası olabileceğini akıllarda bulundurmak gerekiyor.

Alerji ve bağırsak florası

Aynı otoimmün hastalıklar gibi -özellikle çocukluk- alerjileri bağışıklık kaynaklı. Bebeklerde erken ve doğru gelişmeyen bağırsak florası dokulardaki zararlı organizmaları alan ve bağışıklık elemanlarına sunan yapı ve çeşitlenmelerinde sorun yaşatır.

Sezaryen ile beraber aşırı temiz ortamda alerjik yapıların oluşmasına sağlar.

Alerjik astımı olan yada sürekli farklı alerjiler ile karşı karşıya kalan bireylerin sürekli temiz evlerden çıkması birer tesafdüf değil. Hatta hijyen hipotezi olarak açıklanan bu durumu destekleyen birçok araştırma mevcut.

Sindirim sistemi hastalıkları ve bağırsak florası

Bağırsak florası birçok organı etkilerken tabi ki konakladığı sindirim sistemine de tesir eder. Burada kötü bağırsak florası ile ilgili olan otoimmün hastalıklardan crohn hastalığı başta gelirken irritabl bağırsak hastalığı onu takip ediyor.

Bu iki hastalığın kötü bağırsak florası ile alakadar olduğunu gösteren oldukça fazla çalışma mevcut.

Aslında otoimmün kökenli crohn hastalığını bir yana bırakırsak irritabl bağırsak hastalığının sıklığının yüksek Firmicutes ve Bacteroidetes oranı ile alakadar olduğunu belirten birçok araştırma mevcut.

Diğer hastalıklar ve bağırsak florası

Aslında bağırsak florası ile ilişkilendirilen daha birçok hastalık var. Bunlardan en önemlilerini otizm, nörolojik hastalıklar, fibromiyalji olarak sıralayabilirim. Ama bu hastalıklar ile ilgili bağ tam olarak ortaya çıkartılamamakla beraber araştırmalar daha emekleme safhasında.

Bu sebeple ayrıntı vermekten şimdilik uzak duracağım.

Bağırsak florası: Sonuç

Bağırsak florası doğumdan sonra oluşmaya başlayan ve ölünceye kadar sürekli değişen aktif bir sistem. Mevcut sistem oldukça fazla eleman içermekle beraber, bu elemanların değişimi sizi doğrudan etkiliyor.

Flora elemanlarını bozan antibiyotik kullanımından uzak durmak, annelere emzirmeyi öğütlemek, sezaryen doğum sayısını azaltmak, bağırsak florasını olumlu etkileyecek şekilde beslenmek ve yaşamak yukarıda bahsettiğim hastalıklardan korunmanıza ciddi şekilde fayda sağlayacak.

Bu yazı aslında bağırsak florası ile ilgili tek yazım olmayacak. Seri şeklinde bağırsak florası ile ilgili olan prebiyotik, probiyotiklerden, bağırsak florasını doğru düzenlemeye kadar birçok konuya değineceğim birkaç yazı daha yazmayı planlıyorum. Bu yazıları yazdığım zaman bu postu ayrıca güncelleyeceğim.

Güncelleme: Bağırsak florasını yakından etkileyen prebiyotik ve probiyotikler hakkında “prebiyotik ve probiyotik rehberi” isminde bir yazı yazdım. Okumanızı tavsiye ediyorum.

Doğru bakterilere emanet olmanız dileğiyle!