Ketojenik beslenme sürecinin yeni adapte olan bireyler için oldukça zor olduğu aşikar. Bunun birkaç sebebi var. Yeni alışkanlıklar, değişen makro oranları bir yana; eksikleri kapatmak ve sağlığınızı korumak için gerekli destekleri araştırmak da oldukça önemlidir.

Uzun süredir gelen soruları incelediğimde görüyorum ki ketojenik diyet yapan takipçilerim alacakları desteklere karar vermekte zorlanıyorlar ve kararsızlar.

Madem öyle, sizin için ketojenik diyette alınması gereken destekleri (supplementleri) klinik tecrübem ile sıraladım.

Hazırsanız başlıyoruz!

Bu konuyu sizin için video olarak tekrar değerlendirdim. İsterseniz hızlıca videoya göz atabilirsiniz.

Ketojenik diyette supplement kullanımı

Birazdan size tanıdık olan veya ilk kez adını duymuş olabileceğiniz birçok supplementten bahsedeceğim. Bu noktada bir hatırlatma yapmamda fayda var.

Destek kullanımı ihtiyaçlar ile ilişkili olmalıdır. İhtiyacınız olmayan veya doktorunuza danışmadan kullandığınız her destek size zarar verme potansiyeli taşır.

Dolayısıyla ketojenik diyette supplement kullanımı yapmadan önce mutlaka hekiminize danışın.

L-karnitin

L-karnitin bedeninizde doğal olarak bulunan, hücredeki yağ asitlerini enerji üretim merkezi olan mitokondrilere taşıma görevini sürdüren bir aminoasittir.

Ketojenik diyette ise bu molekül bir kat daha önemli hale geliyor. Çünkü ketojenik diyette yağ metabolizması hızlanır ve enerji üretmek için daha fazla yağ taşınır. Böylece l-karnitin moleküllerine olan ihtiyaç artar.

Eğer egzersiz yapıyorsanız veya ketozise girmekte zorlanıyorsanız l-karnitin ayrıca fayda sağlayabilir.

Yukarıda L-karnitin’in çalışma mekanizmasını daha detaylı görebilirsiniz.

Bu konuda benim şahsen formülize ettiğim, L-Carnitine’in işlevini en verimli hale getiren bir komplex haline getirdiğim, Lynitine L-Carnitine Complex ürününü inceleyebilirsiniz.

Sodyum, potasyum ve magnezyum

Ketojenik beslenme düşük karbonhidrat alımı ile şekillenmekte. Düşük karbonhidrat alımı ise ortalama kan şekerini düşürerek insülin salınımını azaltır.

Bu durum vücut sıvı dengesinde büyük bir değişiklik oluşturur: sodyum atılımı artar.

Böbreklerden süzülen sıvıdaki sodyum miktarı artınca bunu su ve diğer elektrolitler (potasyum ve magnezyum) takip eder.

Yani ketozise girdikten kısa süre sonra bedeninizden yoğun miktarda su ve elektrolit kaybı gerçekleşir. Ketojenik beslenmeye geçilen ilk haftada yaşanan grip benzeri durum (keto-flu) genelde yoğun mineral kaybına bağlıdır.

Olayı dengelemek için ise yapılacak tek şey mineral alımını arttırmaktır. Çoğu zaman ketojenik diyette mineralden zengin karbonhidrat kaynaklarına uzak olduğunuz için özellikle magnezyum eksikliği sık görülür.

Bu bilginin üzerine magnezyumun vücutta 300’e yakın kimyasal reaksiyonda görev aldığını düşündüğünüzde eksikliği takviye etmek şart olarak görünüyor.

Tavsiyem ise sitrat, glisinat veya taurat formu. Tabi ki tüm formların tercih edilmesi gereken özel durumlar var.

Sodyum ve potasyum kaybını yemeğe eklenen tuz ve sebzeler ile almak genelde mümkün oluyor.

Eğer sodyum ve potasyum alımında da eksiklik hissederseniz mutlaka takviye etmelisiniz.

Selenyum

Özellikle uzun süre ketojenik diyet uygulayan çocuklarda görülen yoğun selenyum eksikliği kas yapılarında bozukluk oluşturarak hayati tehlike yaratabilir (1).

Dolayısıyla kontrolsüz ketojenik diyet yapanların veya beslenmeye uyumsuz çocukların hücre düzeyinde selenyum ölçümü yapılmalı ve eksiklik düşünülüyorsa mutlaka takviye edilmeli.

Ayrıca inflamasyon düşünüyorsak ve düşük karbonhidratlı anti-inflamatuar beslenme planlayacaksak selenyum ihtiyaçtan fazlasını bile doğru miktarda tercih edebilirsiniz.

MCT yağları

Ketozise girmekte zorlanan bireyler MCT yağlarını (medium chain triglycerid – orta zincirli trigliserit) sıklıkla tercih eder.

Bunun çok basit, bilimsel ve mantıklı bir sebebi var. MCT yağları diğer yağ asitleri gibi uzun süreçlerden geçerek enerjiye dönüştürülmez.

Vücuda alındığı andan sonra emilerek karaciğere taşınır ve enerji için kullanılarak keton oluşturulur. Bu durum hem daha çok keton oluşmasını sağlayarak ketozise hızlı girilmesine hem de egzersiz gibi enerji ihtiyacının arttığı durumlarda hızlı yakıt sağlanmasına yardım eder.

Sindirim enzimi

Ketojenik beslenme uygulamak için hiçbir şey engel değil. Özellikle ileri yaştaki bireyler, safra kesesi alınmış kişiler ve sindirimi herhangi bir sebeple bozulmuş insanlar için ketojenik diyet uygulamasında sindirim enzimi kullanılabilir.

Çünkü tüketilen yoğun yağ veya lif içeriği (yapraklı sebzelerden gelen) ketojenik diyette sindirimi zorlaştırabilir.

Ayrıca kan keton düzeyini arttırmak için aralıklı oruç uygulayan kişiler daha az öğünde daha fazla beslenmek istedikleri için ekstra sindirim güçlüğü yaşayabilirler.

Bu tip durumlarda sindirimin bozuk olduğu aşamalar tespit edilerek doğru sindirim enzimi verilebilir.

Omega-3 yağları

Ketojenik beslenmenin yağ ağırlıklı olması onu kan kolesterol değerlerini değiştirme açısından sabıkalı olarak gösterebilir. Ama yanılmayın; değişim çoğu zaman tehlikeli boyutlara ulaşmaz ve kalp damar hastalığı riskini arttırmaz.

Ama eğer kan kolesterol değerleriniz şüpheli ilerliyor, kalp damar sağlığı açısından riskli bir grupta bulunuyorsanız müdahale gerekebilir.

Bu noktada yapılacak birkaç şey var. İlk seçenek omega 3 yağ asitlerini destek olarak diyete eklemektir. Özellikle DHA yoğunluklu omega 3 kan yağlarınızı düzeltmeye en çok yardım edecek supplementtir.

Ama kolesterol emilimini azaltmak isterseniz omega 3 yağları yerine psyllium kullanılabilir.

Bu hem artmış lif alımı ile kabızlık şikayetini rahatlatmaya hem de kontrolsüz kolesterol emilimini azaltmaya yardım eder.

Başka destek gerekir mi?

Ketojenik diyet birçok farklı metabolik süreci farklı noktalardan değiştirebilen bir beslenme tarzı olduğu için dikkatli olmayı gerektirir.

Bu bağlamda klinikte takip ettiğim hastalarda zaman zaman ihtiyaç duyduğum,

  • Sitrat,
  • Spirulina,
  • Protein preperatları (özellikle kolajen proteini),
  • D vitamini,
  • Laksatifler,

destekleri sürece dahil edilebilir. Tabi ki bu ve yukarıda bahsettiğim diğer destekler için dozajlama ve tüketim zamanı gibi değişkenler kişiye bağlı olarak şekillendirilmeli.

Artık ketojenik diyette sık kullanılan supplementleri biliyorsunuz. Merak ettiğiniz diğer ayrıntıları ve fikirlerinizi benimle paylaşmayı unutmayın!